İnsan kendi varlığını tehdit eden herhangi bir unsur ile karşılaştığı zaman tehlike algısı ile korku ve kaygı yaşar. Korku tehlikeli bir durumla karşılaşıldığı zaman yaşanan duygudur. Kaygı ise somut olarak tehlikeli bir durum olmasa da ortaya çıkan, işlevselliği bozan bir huzursuzluk halidir.
Kaygı bozuklukları çocuk ergen psikiyatrisinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. DSM 5 ‘e göre ergenlerde kaygı bozukluğu: Ayrılma kaygısı bozukluğu, seçici konuşmazlık (mutizm), özgül fobi, sosyal fobi, panik bozukluğu, agora fobi, yaygın kaygı bozukluğu, maddenin ya da ilacın yol açtığı kaygı bozukluğu, başka bir sağlık durumuna bağlı kaygı bozukluğu gibi alt başlıklar halinde gözlenmektedir.
Kaygı bozukluğu yaşayan ergenlerde; fiziksel, duygusal, bilişsel bazı değişmeler gözükür.
• Aşırı terleme
• Çarpıntı
• Baş Dönmesi
• Karın ağrısı
• Kas gerginliği
• Nefes almada güçlük vb.
• Uykusuzluk
• İştah azalması/ artması
• Tırnak yeme
• Parmak emme vb. • Huzursuzluk
• Üzüntü
• Gerginlik hissi
• Ağlama isteği
• Panik
• Kaygı
• Endişe vb. • Olumsuz takıntılı düşünceler
• Karamsarlık
• Şüphecilik
• Dikkat dağınıklığı
• Odaklanmakta güçlük çekme
• Hatırlamakta zorluk yaşama vb.
Kaygı bozukluğu yaşayan ergenlerde işlevselliğin bozulduğu bir diğer alan ilişkilerdir. Aşırı şüphecilik ile tanınmayan insanlardan kaçınma, sosyal ortamlardan uzak durma gibi davranışlar ergenlerde gözlemlenebilir. Ret, onaylanmama, eleştiriye aşırı hassasiyet gösterme gibi durumlar ergenlikte açığa çıkabilir. Kaygı bozukluğu yaşayan ergenlerde özellikle kaçınma davranışının etkisi ile akranlarla problem, okulda problem, aile içi çatışmalar gibi durumlarla karşılaşılabilir. Kaygının birçok alanda ergeni ve ergenlik döneminin sağlıklı ilerlemesini engellediği söylenebilir.